ETİMESGUT 3 NOLU AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ

SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ

DİYABET (ŞEKER) HASTALIĞI

Diabet - Şeker Hastalığı

Diabet, diğer adıyla şeker hastalığı, sık görülür ve ciddî sonuçlara yol açar.Pankreasın ürettiği insülinin yetersizliği veya etkisizliğinden kaynaklanır. İnsülin olmayınca, besinlerle aldığımız şeker ve diğer besin unsurları, ihtiyaç duyan hücrelere giremez. Böylelikle, hücreler şekersizlik çekerken, kanda şeker normal değerlerin üstüne çıkar. Kanda şekerin çok artması, zehir etkisi yaratır ve vücudun tüm hücrelerini tahrip eder. 

                         Şeker ve İnsülin
Vücut, sürekli olarak kanda bir miktar şekere (glukoza) ihtiyaç duyar. İnsülin kan dolaşımındaki glukozu hücrelere taşımakla görevlidir. İnsülin pankreas tarafından üretilen bir hormondur.
Hücrelerdeki glukoz, günlük yaşamımızı devam ettirmeyi sağlayacak enerji kaynağıdır.

Diyabet nedir Nasıl meydana gelir

Diyabet, başta karbonhidratlar olmak üzere protein ve yağ metabolizmasını ilgilendiren bir metabolizma hastalığıdır ve kendisini kan şekerinin sürekli yüksek olması ile gösterir. Diyabet hastalarındaki temel metabolik bozukluk, kan yoluyla taşınan glükozun(şekerin) hücrelerin içine girememesidir. Normal koşullarda besinlerden elde edilen veya karaciğerdeki depolardan kana salınan glükoz pankraeas tarafından salgılanan İNSÜLİN hormonunun yardımıyla hücre içine girer ve orada yakılarak enrjiye dönüşür. Hücrelerin üzerinde değişik maddelerin girmesine izin verilen "kapılar" vardır. Bu kapılar normalde kilitlidirler ve uygun "anahtar" varlığında açılırlar. Diyabet, hücrelerin üzerindeki glükoz "kapısının" açılamaması durumudur. Bu örnekten ilerlersek diyabet, anahtar işlevi gören İNSÜLİN hormonu yetersizliğine ve/veya insülinin etkilediği reseptörlerin( hücre kapısındaki kilidin) bozukluğuna bağlı gelişmektedir.

Şeker Hastalığı (Diyabet) Belirtiler, belirtileri

                  Sık sık idrara çıkma
                  Aşırı susama
                  Bulanık görme
                  Halsizlik,bitkinlik
                  Beklenmedik kilo kaybı
                  Acıkma hissidir.
                  Mide bulantısı
                  Kusma
                  Nefes kokusu
                  Sık idrar yolu enfeksiyonu
                  Adetten kesilme
                  Kuru ve kaşıntılı deri
                  Yaraların geç iyileşmesi


            ŞEKER HASTALARINA KÜÇÜK ÖNERİLER
Haftada 1 kez sabah akşam şekerinizi ölçün,kayıt tutun ve bu kayıtları kontrol anında doktorunuza gösterin Kilonuzu kontrol altında tutun,ideal kilonuzu koruyun Günlük düzenli yürüyüşler yapın. Öğün atlamayın,diyetisyeninizin veya doktorunuzun yemeyi önermediği hiçbir şeyi yemeyin,ısrarlara kulak asmayın. İçeriğinde fruktoz,sakkaroz veya şeker olan hiçbir ürünü satın almayın,tüketmeyin. Gerektiğnde değişiklik yapabilmek için besin gruplarını iyi öğrenin. Tatlandırıcılarla yaptığınız yiyeceklerle kendinizi ödüllendirin. Halk arasında diyabete iyi geliyor diye önerilen tatlı yiyeceklerden uzak durun. 

                DİYABETLE BARIŞIK YAŞAMAK

Diyabetin bazı erken belirtileri vardır. Kan şekeri yüksek olan kişilerde yorgunluk, halsizlik, iştahsızlık, sık idrara çıkma. susama, yara ve berelerin uzun zamanda iyileşmesi gibi belirtiler vardır. Eğer ailenizde şeker hastası varsa bu hastalığa yakalanma riskiniz daha fazladır. bu belirtilerle doktorunuza başvurduğunuz taktirde doktorunuz kan şekerinizin de belirlenmesini isteyecektir.

Diyabetliysem ne yapmam gerekiyor? eğer diyabetliyseniz hayatınızın bundan sonraki döneminde kendinizi çok iyi kontrol altında tutmanız gerekecektir. Diyabetle barışık yaşamanın yolu kendinize dikkat etmekten geçer. Kan şekeri düzeylerinizi ortalama aralıklarda tutarak olabildiğince normal yaşam sürdürmeyi hedeflemelisiniz. Bu hedefe ulaşmanın en iyi yolu diyet uygulamak ve egzersiz yapmaktır.
 

şeker hastalığı, şeker, diyabet, diyabetik, diabet, diyabet, hastalık, bilgi , hakkında, şekerin tedavisi, şeker , seker, hastaligi, hastalik, diyabet tedavisi, tadavi, tedavisi, şeker yükselmesi , hemoglomin, a1c, homoglomin, şeker diyeti, diyabetik diyet, diyet ve önemi, sağlıklı beslenme, beslenme kuralları, insülin tedavi, inüsülin, insulin ,

Şeker hastasının dikkat etmesi gerekenler

1-Doktorunuzun önerdiği ilaç veya insülin tedavisi ve diyete aynen uygulamaya çalışın. İlaçlarınızı doktorunuza sormadan değiştirmeyin veya kesmeyiniz. Seker düşmeleri oluyorsa doz ayarlaması için hemen doktorunuza başvurunuz.

2. Yılda bir defa göz muayenesi olunuz. Göz doktorunuza seker hastası olduğunuzu söylemeyi unutmayınız.

3. İki yılda bir diş doktoruna giderek muayene olunuz. Özellikle diş etlerindeki iltihap seker hastaları için çok önemlidir.

4. Her yıl Eylül ayında grip asisi olunuz.

5. Ayaklarınızı her gün ilik sabunlu suyla yıkayınız ve arkasından kurulayınız.

6. Cildinizde kuruma olabilir. O nedenle cildinizi nemlendirici kremlerle nemlendiriniz. Ayak parmak aralarına krem sürmeyiniz.

7. Çoraplar pamuktan olmalı ve bacağınızı sıkmamalı, iz bırakmamalıdır.

8. Ayaklarda nasir varsa mutlaka cildiye uzmanına giderek tedavi ettiriniz.

9. Yazın mutlaka çorap giyiniz. Çıplak ayakla dolaşmayınız.

10. Ayakkabınız rahat olmalı, dar veya bol olmamalıdır.

11. Ayak tırnaklarınızı düz olarak kesiniz.

12. Sigara içmeyiniz. seker hastalarında sigara içilmesiyle kalp ve bacak damarlarında çok hızlı tıkanma, kalp krizi ve ayak kangrenine neden olabilir.

13. Her gün aspirin aliniz. Aspirin 80mg (çocuk aspirini) veya 325mg olabilir. Bu dozdan fazla almayınız. Ülser, gastrit, karaciğer hastalığı, kanama riski varsa aspirin almayınız. En iyisi doktorunuzla bu konuyu konusunuz.

14. Tansiyonunuzu takip ediniz. Tansiyonunuz 130/80mmHg’den fazla olmamalıdır. Yüksek ise doktorunuza başvurunuz.

15. Stresten uzak durmaya çalısın. Stres, üzüntü, sıkıntı kan sekerini yükseltir.

16. Vitamin olarak antioksidan vitamin aliniz

17. Seker ölçüm cihazı alarak kendi sekerinizi ölçmeyi öğreniniz ve takip ediniz.

18. Her gün veya haftada en az 3 kez 20-30 dakika yürüyüş yapınız.

19. Üç ayda bir açlık ve tokluk kan sekeri, HbA1c , yılda bir kalp EKG’si ve batin ültrasonu ve TSH ölçümü yaptırınız., iki yilda bir talyum sintigrafisi yaptırınız.

20. Kan yağları (kolesterol, trigliserit, LDL kolesterol), üre ve kreatifin ölçümleri ve karaciğer testlerini kontrol ettiriniz.

21. Doktorunuzun haberi olmadan bitki (her bal) ilaçlar almayınız.

22: HbA1c % 6.5 altında olacak şekilde tedavi olunuz.

          Beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi
Hayatınız boyunca uygulayabileceğiniz, sağlığınız için en ideal beslenme düzenini oluşturarak kan şekerinizi istenen hedeflerde tutmak, şeker yükselmeleri(hiperglisemi) ve ani şeker düşmelerinin (hipoglisemi) olmamasını sağlamak, ideal vücut ağırlığınıza ulaşmanızı sağlayarak bu kiloda kalmanızı sağlamak ve bu sayede yaşam kalitenizi sağlığınızı olumsuz etkilemeden yükseltmek beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ile gerçekleştirilebilir. Şeker hastaları ve aslında sağlıklı yaşam isteyen herkese genellikle sabah-öğle ve akşam yemeği olmak üzere üç ana öğün ve sabah ile öğlen arasında, ikindi vakti ve gece de üç ara öğün olacak şekilde yemek yemesini öneriyoruz. 

                              Düzenli Egzersiz

Uygun fizik aktivite sağlık problemi olan veya olmayan herkesin sağlığı için iyidir. Şeker hastalarında egzersiz kan şekerinizi daha iyi kontrol altında tutmanızı sağlar. Aktivite vücuttaki şekerin daha hızlı tüketilmesini sağlar. Fazla kilolarınızdan kurtulmanıza yardımcı olur. Kendinizi daha iyi hissedersiniz.

Egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışarak tıbbi kontrolden geçmelisiniz.Yapmak istediğiniz egzersiz programını kısıtlayabilecek bir sağlık probleminizin olup olmadığını sormalısınız. Eğer insülin veya şeker düşürücü hap kullanıyorsanız egzersiz sırasında veya sonrasında kan şekerinizin düşebileceğini mutlaka aklınızda tutarak bunun için önleminizi alın. (Bkz Önlemler) Egzersiz olarak saymadığınız günlük işleriniz bile enerji tüketiminizin artmasına yol açarak kan şekerinizi düşürebilir. Örneğin alışveriş yapmak, bahçede çalışmak, uzun yürüyüş yapmak, yüzmek, dans etmek, ev işleri….

Yürüyüş (yapabildiğiniz kadar tempolu) en uygun egzersizdir. Bunun için bütün ihtiyacınız bir çift lastiği sıkmayan pamuklu çorap ve ayağınıza iyi uyan, vurmayan bir çift ayakkabıdır.

Yapılacak egzersize ve kan şekeri değerlerinize göre hipoglisemi yaşamamak için ek gıda almanız gerekebilir. Kan şekeri değerlerinize ve yapacağınız egzersizin şiddetine göre ilave olarak almanız gereken besinler tabloda gösterilmiştir. ( 1ekmek= 1 dilim ekmek veya yerine yiyebileceğiniz bir besin. Besin değişim tablosunda eşdeğer yiyecekler gösterilecektir)

                    Diyabet ve Obezite şişmanlık

Obezite yani şişmanlık, vücuttaki yağ dokusunun fazlalığı ve kilo artışıdır. Obeziteyi belirleyen, genetik, çevresel etkenler, sosyoekonomik durum, metabolik hastalıklar, ilaçlar gibi birçok faktör vardır. Genelde hastaların eğilimi, daha çok bu faktörleri sorumlu tutmak yönünde olsa da; obezitenin en önemli nedeni, gereğinden fazla gıda alımıdır.

Günümüzde çalışma hayatının yoğun temposu, mutfağa ayrılan zamanın azalması, çabuk ve kolay hazırlanıp tüketilen yiyecekleri daha fazla hayatımıza katmıştır. Bu besinler de, sebze ve meyveden uzak, fazla miktarda şekerli, yağlı ve yüksek kalorili yiyecekler olup, özellikle çocukların ve gençlerin damak tadına daha hoş gelmektedir. Egzersizden uzak yaşantıyı benimseyip, en kısa mesafeler için bile araba kullanmak, özellikle bilgisayar ve televizyon karşısında geçirilen zamanlar da buna eklenince obezite kaçınılmaz olmaktadır.

Obezite yalnız estetik bir sorun olmayıp bir çok hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır; Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, arteriosklerotik kalp hastalıkları, menstrial siklus bozuklukları, gebelik komplikasyonlarında artış, safra kesesi taşları, yağlı karaciğer, uyku apnesi, osteoartrit, depresyon bunlardan birkaçıdır.
Obezitenin belirlenmesinde önemli ölçüm, beden yağ oranıdır. Bu oran kadında, % 20-25; erkekte, % 15-18'dir. Ancak, bu ölçüm hassas olsa da uygulanması güç bir yöntemdir. Bu nedenle, daha kolay uygulanan Beden Kitle İndeksi ( BKİ ) kullanılır. BKİ, ağırlığın boyun karesine bölünmesi ile elde edilir. İdeal olan, 20-25 kg/m2 dir. 25-30 kg/m2, fazla kilolu; 30 kg/m2 üzeri, obez; 40 kg/m2 üzeri, morbid obez olarak tanımlanır.

Obezitede beden yağı artar demiştik. Bu yağın hangi bölgelerde dağılmış olduğu da önemlidir. Karın ve bel çevresinde artan yağ dokusu, diyabet riskini daha fazla arttırır. Tip 2 Diyabet ile obezite arasında çok yakın ilişki olup, Tip 2 Diyabet olan bireylerin % 80'i şişmandır. Obezite, insülin direncine neden olmakta, bu da diyabet oluşumunu kolaylaştırmaktadır. Obezite aynı zamanda diyabet tedavisi ve kan şekeri kontrolünü de zorlaştırmaktadır. Kilo verme ve egzersiz ile kan şekeri kontrolü çok daha kolay olmakta, oral antidiyabetik ilaç dozları da obez hastalara göre belirgin olarak azalmaktadır.

Diyabet ve obezite arasındaki bu yakın ilişki düşünüldüğünde, erken alınacak önlemler ile sonuçların yüz güldürücü olacağı açıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar, yaşam tarzı değişikliklerinin Bozulmuş Glikoz Toleransı' nın ( BGT ), Tip 2 Diyabet'e ilerlemesini engelleyebildiğini göstermiştir. Örneğin; Finnish Diabetes Prevention Study'de, kilo verme, yüksek posalı, düşük yağ içeren diyet ve artmış egzersizle, Bozulmuş Glikoz Toleransı olan ve aşırı kilolu kişilerde Tip 2 Diyabet'e gidiş % 58 oranında azalmıştır.

Obezite de, diyabet ve hipertansiyon gibi kronik bir hastalık olarak düşünüldüğünde, tedavisi zor ve uzundur. Egzersiz, düşük kalorili diyet, psikolojik destek gibi çok sayıda komponenti olan obezite tedavisinden önce, obezitenin oluşumunu önlemek her zaman olduğu gibi daha önemlidir. Bu nedenle de bunun hayatın ilk yıllarından itibaren ele alınması gereken bir konu olduğu unutulmamalıdır. Çocukların beslenmesindeki bilinçsiz davranışlar, obezitenin temel taşlarını hazırlamaktadır. Çünkü çocuklukta yağ hücreleri ve adipöz doku kütlesindeki artış, obezite hazırlayıcısıdır. Obezlerde bu adipöz doku kütlesi, normal şahıslardan 5 kat fazladır. Bilindiği gibi diyet yapmak da yağ hücresi sayısını değil, boyutunu azaltır.

Beslenme alışkanlıkları, hareketsiz bir yaşam tarzı önümüzdeki yıllarda obezitenin daha da artan bir sıklıkla devam edeceğini göstermektedir. Ancak sevindirici olan, eskiden şişmanlık, sağlıklı olmanın göstergesiyken, günümüzde ciddi bir sağlık sorunu olarak görülmektedir. Bu konuya verilecek önem ve yapılacak eğitimlerle "Bir dirhem etin bin ayıp örtmediği" , hatta bir çok hastalığı da beraber getirdiği öğretilirse; başta diyabet olmak üzere bazı hastalıkların ortaya çıkması önlenebilir veya geciktirilebilir ve tedavileri kolaylaşabilir.

                      Diyabet Önerileri

Diyet, alkol kullanımı, aktivite seviyesi, stres, hastalıklar ilaçlar ve hormon düzeylerindeki değişiklikler gibi bir çok faktör kan şekeri düzeylerini etkiler.Fakat düzey kendikendine sıkı sık yapılacak kan şekeri testleri ile izlenebilir.Böylece kan şekeri seviyelerindeki değişikliklere göre tedavi ayarlanabilir. Bazı öneriler:
Beslenme:Diabetli hastalarda kan şekerinin normal düzeylerde tutulabilmesi için beslenme çok önemli rol oynamaktadır. Önemli olan az yenmesi değil ihtiyacı karşılayacak yiyeceklerin yenmesidir.Yiyecekler 4 esas gruba ayrılır:*Sebze ve meyveler(portakal, elma, muz, havuç,ıspanak), *hububatlar,tahıllar ve ekmek (buğday, pirinç, arpa, yulaf) ,* mandıra ürünleri (süt, krema, yoğurt) *etler, kümes hayvanları,balık,yumurta vs. Bu 4 esas grubun herbirinden hergün yenmesi önemlidir. Böylece vücüdun ihtiyaç duyduğu bütün besinler alınmış olur. Yiyeceklerdeki esas besinler: karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitamin ve minerallerdir.Karbonhidratlar vücuda enerji verir. Diabetlilerde en uygun seçim fasulye, bezelye, mercimek, tahıllar, hububatlar, sebze ve meyvelerdir.Proteinler arasında ise en uygun seçim hafif etler ve az yağlı mandıra ürünleridir. Lifli gıdalar kan şekeri ve yağ düzeylerini düşürmek için en sağlıklı besinlerdendir.Fazla yağlı yiyecekler diabet hastalarında çok zararlı olabilirler.Tuzu kısıtlamak ta önemlidir.
Egzersiz: Düzenli yapılan egzersizlerle vücuttaki fazla şeker yakılır ve kan şekeri düzeyleri düşer.Doktorun önerdiği egzersiz şeklinin seçilmesi ve egzersizlerden sonra kan şekeri düzeylerinin ölçülmesi faydalıdır.Fazla enerji gerektiren egzersiz türlerinin kan şekerini aşırı düşürebileceği unutulmamalıdır.
Stres ve Hastalıklar: Psikoljik stres veya soğuk algınlığı, grip, bakteriel enfeksiyonlarla oluşan fizyolojik stres insülinin gerektiği gibi işlevini sürdürmesini engelleyecek hormonların üretimine sebep olabilirler.Kalp krizi gibi bazı hastalıklar veya büyük travmalar kan şekeri düzeylerini yükseltebilirler.Stres ve hastalık durumlarında kanşekeri düzeylerinin sık sık kontrol edilmesi yararlı olacaktır. Pneumococcal pnömoniye ve gribe karşı aşılanmak riski azaltacaktır.
Alkol: Alkol karaciğerden glikozun serbest bırakılmasını engelleyerek kan şekeri düzeylerinde çok fazla düşmelere sebep olabilir.Alkol alınması gerekiyorsa ılımlı düzeyde alınmalı ve önceden mutlaka birşeyler yenmelidir.

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam15
Toplam Ziyaret92901
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.935533.0675
Euro35.748235.8914
Hava Durumu
Saat